Küçükken bayramlar gelsin diye nasıl nasıl delirirdim.Bilemezsiniz.Sırf bayramlar gelsin diye oruç tuttuğumu bilirim.E o vakitler değer sistemim çok gelişmemişti.Ben hiç bir zaman size süper zeka olduğumu söylemedim,kabul çok zekiyim,hatta kıvrak bir zekam da var ama bazı değerlerin tam olarak ne anlama geldiğini kavrama sorunu yaşıyordum çocukken.Çocuktum ben ya!
Ramazan'a dair hatırladığım şeyler aynıydı aslında.Ben oruç tutardım,sırayla aile büyükleri beni sırtında gezdirirdi.Bizim oralarda batıl inançlar hat safhada.Millet halt etmiş.Herkes bi' posta zoraki çuval misali sırtına alır,taşırdı ordan oraya.Zaten orucum,el insaf midem bulanıyor,yapmayın yok.Göööya oruçlu süpyanı sırtında taşırsan taşıdığın kadar günahın affolurmuş.Vay uyanıklar!Taşıyıp senelik günahı atıyorlar.Ööle kolay sanki.Sonrasında,oruçlu velete hediyeler alınırdı.Onun en sevdiği yemekler yapılırdı da bu normaldi aslında ama taa o zamanlar güccügsün ya hani işte insan bööle küçük dağları ben yarattım,vay amk evde benim borum ötüyo havalarında gezerdi.Ne de olsa çocuktum ve çocukken çocuğun adı yoktu.Ha büyüdüm,kocaman oldum ama yine adım yok,nihayetinde kadının adı yok!
İlk orucumu kaç yaşımda tuttum bilmiyorum ama fena küçüktüm,5 yaşında vardım yoktum.Zırzır ağlamıştım ben de tutacağım diye de kimse aldırmamıştı,sonrasında kaç gün yemek yemeyince tutsun garip demişlerdi.Amacım ben büyüdüüüm olm naber demekti,sadece büyükler oruç tutmaz demekti.Tuttum da harbi harbi tuttum.Hatta o gün babam beni bi arkadaşının yanına götürmüştü,lokantası vardı adamın.Biz ööle restaurant oo yea babe diyenlerden değiliz,bildiğin esnaf lokantası,pilav üstü kuru yap,abiye döner çeeek denilen mekanlardan.Zamanın salaş,eskinin esnaf lokantası.Adamcağız beni sınamak mı istedi yoksa oruç tutmanın sadece büyüklere has bi'şey olduğunu mu sanıyordu bilmem ama "yeenim yin mi köfte ha" diye sorma gafletinde bulundu.Gaflet diyorum çünküm bas bas bas bağırdım,ortalığı yıktım.Beni nasıl küçümserdi,sen kimdin vay anam vay.Babam hem utanmış,hem kızmış,hem de sevinmişti.
Utanmıştı.Çünkü,rezil ettim-çünküsü mü var amk.
Kızmıştı.Çünkü,adamın elini ıssırıp lokanta içinde koşmaya başlamıştım.
Sevinmişti.Çünkü,ben orucuma ihanet etmeyecek kadar iman doluydum.Ööleyim ya!
Babamın suratındaki o bilindik ifade çıktık lokantadan.Şeker,çikolata,kolonya,işte Alla ne verdiyse olm alacaktık.Aldık da.Alla için babam alırsa kalitelisini alır,aldığı nadir görünür,bize almaz ama alınca da aldım lan en taşşaklısından aldım der gibidir.
Dedim Üsturupsuz b*ku yedin,bugün hayatta sana zırnık koklatmaz ama unutmuştum.Ben oruçtum ve babam benim gönlümü eğleyecekti.*Bayramlıklarımız teeee günler öncesinde,ailecek çıktığımız akşam alışverişinde alınmıştı.
*Gönül eğ(y)lemek,hangi yörede çok kullanılır bilmem ama bizim oralarda deyim,atasözü çok kullanılır.Gönlünü hoş tutmak,bi' dediğini 2 etmemek demektir.
Derken,bir pazara girdik.Kaçak malların satıldığı,genelde annelerin değil de babaların girdiği ya da babalarla girilen,erkek nüfusunun çok olduğu pazarlardandı.Niye ööleydi bilmem de ööleydi.
Girdik,dolandık,babam kendine çivi,tornavida gibi şeyler aldı.Bi de bu var di mi.Erkekler kadınlara laf eder ama kadın ne kadar çok ayakkabısı,çantası olsun isterse erkek de o kadar çivisi,tornavidası olsun istiyor.Sonra da kadına laf ediyor masraf diye.Matkap çanta kadar pahalı değil belki de,hani doğruya doğru Koçtaş'ın ağzı burnu tıklım tıklım dolu,fiyatlarda almış başını gitmiş,kendine o fiyatla bi baş daha almış,o kadar pahalı.Hatta geçenlerde dandik bi' çekiç aldım da fiyatı 30liraydı,altın kaplamamı ne.Sonrasında,yine o suratında bebeylesokağaçıkanaklımıskiimreziletti beni ifadesiyle beni bir tezgahın önüne getirdi ve "Seç" dedi.Sanki o ses yankılandı durdu,seç seç seç seç.Burası kaçak oyuncakların olduğu bir yerdi.Bir çocuğa oyuncak al,40 yıl kölesi olur,o kadan işte.Bunu bir bayan içinde şekillendirebilirim tabi.Seçemiyordum ki amk,hem babamın bana ilk hediyesi olacaktı,hem de baba-kız çıkılan ilk gezi sonrası alınacaktı.Zaten şimdiye dek babam bana 2 hediye aldı,artık ikisi de yok.Seçemiyoruuuum derken babam benim için seçmişti.O zamanlar kahraman gibi görüyordum belki de babamı,hediye seçmesinde bir dahilik aradığımı itiraf edeyim ama babamın huyuymuş bu.Sözünü yaşı kaç olursa olsun birine dinletmekten memnun oluyor,egosunu tatmin ediyor,yoksa sizi düşündüğü yok.
Suratımda kocaman bir sırıtış,susuzluğumu unutmuş eve gittik babamla.Yürüyerek.Tabi o yürüdü,ben sürdüm.Bisikletimi,o güzel bisikletimi.Kornası ve hatta püskülleri vardı.Kornasına basa basa teee nerden nereye.Mutluydum,oruçtum ve ertesi gün bayramdı.El öpecektim ve herkes bana para verecekti.Çok zengin olacaktım.Hep çok zengin oldum ama hep de annem bayram paralarıma kap kacag* aldı.
*Tencere,tava,sosluk falan işte.Mutfak eşyası.
Olsun da yine alsın.Yog la,param değil,kendi paramı kendim kazanıyorum.Annem eskisi kadar,hani nerde o eski bayramlardaki kadar,babam evdeymiş,hiç ayrılmamışlar kadar mutlu olsun da alsın.Bayram denince akla bunlar gelir mi.Gelir.Her bayramda aynı şeyler gelir.
Hepinize iyi bayramlar yavrular.
Ellerinizden öperim;)
Çok dadlı yemeyin ha,cırcır olursunuz,bayram günü kollayın g*tü.
biraz hüzün, biraz ne$e.. bende o cocukluk heyecanlarimi hatirladim simdi hey gidi gunler :)
YanıtlaSil@ChunLi,
YanıtlaSilYaşlanıyoruz azizim,çok mu klişe oldu? Ama öyle.Yaşlanıyoruz ve özlem artıyor,peh