4 Mayıs 2012 Cuma

Kendi Kendime Yazdım, Çizdim, Kızdım

İnsanlar bu saatte dışarı çıkarken ben her zamanki gibi Cuma klasiği evdeyim. Zaten imamla yarıştığım için, Cuma'ları evdeyim hep. Gerçi bu durumdan şikayet eder gibi dursam da evde olmak güzel. Zaten içimde taşıdığım türlü karakterlerden birisi de 80's stayla ev kızı. Hani temizliğini yaptıktan sonra, duş alıp uzanarak dizi izleyen, dinlenmek için çay demleyip eskimiş pijamasıyla götünü yayan kız.Hoş'um ama.

Beni tanımayanlar beni kop kop alemlere akıyor sanıyor da tanıdıktan sonra şaşırıp da kalıyor. Öyle ana avrat dümdüz giden kişinin bööle kendi halinde bir hatun olması nedense bazılarına anormal geliyor. Aslına bakarsanız, kendi halinde(!) kısmını biraz abarttım. Öyle pek de kendi halinde sayılmam aslında, burdaki laf yetiştirme hızım neyse gerçekte de öyle ama. E ne diyordum, adını Orosbu Feriha koydum'u izlerken, Trt'deki Star Wars'a geçişin bünyeme verdiği etkiyle, uykum geldi.

Bugün tivitırda binlerce kez yazdığım gibi temizlik falan resmen ameleydim. Götümden gözümden ter aktı, oramı buramı çarptım, morluklara morluk kattım.Zaten eklem ağrılarım artmaya başladı, diş eti kanamalarımda.Sıç! Derken, ne diyordum, sonrasında götümü yaymaya hazırlanırken, açlığa dayanamayan bünyemiz, yemek zilini çaldı. Bir fasıl meydana kadar gittik Telekinesis'imle. Alt eşofman üst mont en alt babet mode:on fena rezillerde. Kim aldırır. Yanımdaki adam, görselliğe sıfır, iç huzura 10 numero verdiği için, tam da meydana yakınlara oturduk, oturur oturmaz, içimdeki Ivana Sert'i ortaya çıkardım. Bu olmamış, şu olmamış, aaa bu ne giymiş, falliğe bak derken, yandaki kahkahayla sakiiin kızım dedim. Ama abi ya, millet napmış? Avrupai görünüm dedikleri ya da ne bileyim moda dedikleri rüküşlük müdür? Taytın altı, tül. Altına çingene pembe terlik of. Kadın gözümün önünde. Allaaaam diyorum.

Ve, bilokcan, hatunların sokakta sigara içmesi, sakız çiğnemesi ve mümkünse telefonla konuşmaları engellenmeli. E tabi bi de mümkünse, 1milyoncu'dan aldıkları parfümle yıkanmaları. Doğaya zarar. Ozonu deler kardeşim.

Sonra, resmen beni sürükleyerek meydandan uzaklaştıran Sevdiceğim, beni markete soktu. Market dediğin klasiktir.Bim. He tabi, bizim yurdum insanı Bim'den alışveriş yaptığını bile inkar edecek kadar sosyete olduğu için, tuhaf geldi mi? Bir arkadaşa Bim'e girdim,bişiii istiyon mu laa demiştim de onla buluşmadan, beni fena avam fena ay kroish ay çok fena fakir bulmuştu. Sağolsun. Derken, et met cips kola kilit aldıktan sonra, Bimci abilerin dinci olduklarından mıdır nedir poşet konusunda cimriliğe düşmesi iyice beni gerdi.

Çıktık, gelirken, yeşil sermayenin ne kadar da zengin olduğunu düşününce, önümde yürüyen kafasında göccü marka gözlüğü,elinde kartonstayla poşetleri ve dar-acık kotuyla yürüyen ablayı gördüm. Ağzındaki sakızı çürütüp ağda mı yapacaktı yoksa sıkıntısı vardı da sıkıntısını sakızdan mı alıyordu anlamadım ama ah amk para dedim.

La harbi bunlar nasıl zengin oluyor? İşin sırrı, Allah yürü ya kulum demiş olması değildir eminim. Ve sonrasında, Migros'a uğra, eve gel, yemek ye, tivi izle işte.

Fena uyku bastırdı yine. Yahu ben bu post'a neden başlamıştım?
Hı, konuyu fena saptırmışım.
Sonra anlatayım, mesela 3 dakka sonra.

***
Geçen gün bankaya gittim, para çekecektim.
Sıra numarasını aldıktan sonra beklemeye başladım. Benden birkaç dakka önce sıra numarası alan kişiye gözüm ilişti. Sonra, baktığımı fark edince gülümseyip ona ters bir yere oturdum. Kendisi, bir bayandı. Belki de annemden büyük 50 yaşlarında bir teyze. Gözüm ilişti diye epey bir sövdüm kendi kendime. Teyze, cüceydi. Cüce demek biraz ayıp oluyor biliyorum ama tam olarak ne diyeceğimi bilemedim. Bize göre daha kısa ve daha minikti. Tabiri caizse tam bir lahana bebek boyundaydı. Zaten saçları da öyle kıvırcık. Durumunun olmadığı o kadar netti ki bankada ne işi var diye düşünürken, o bankanın emeklilere göre bir alternatif hesap mı ne yapmış onu dinledim, yanımda oturan gayet sağlıklı öküzbeyamcadan. Teyzeye göz ucuyla baktım. Cidden cep kadın'dı. Acaba ne yapıyordu bu hayatta? Biz bile, biz ki çok şükür sağlıklıyız, zorlanıyoruz. Acaba o?

Sıra ona gelince, veznedeki beyfendi o kadar iyi davrandı ki, teyze ayrıldıktan sonra neredeyse herkes o beye teşekkür ettik. Teyze sadece 319 TL çekti. Devletin ona engelli diye bağladığı maaş. İçim cız etti. Cız ne demek. Fena. Akşama kadar beynimden o cızırtı o sinsi ağrı gitmedi. İçime işledi. 319 TL ile belki de kira verip hayata tutunmaya çalışan bir teyze. Üstelik engelli. Cüce olmak engelli olmak mıdır aslında? Tabi değildir ama, Türkiye'de bu böyle. 1 Converse 1 Levis parasına bir hayat.

Bunu neden mi şimdi anlatıyorum?
Meydandan uzaklaşırken, önümüzde yüzünü görmediğimiz ama saçları sarı olan bir abla yürüyordu. Yürürken resmen, hayata karşı durup ben burdayım diyordu. Böyle dediğine eminim. Kendisine bakıp da onu rahatsız etmek, insanlık haklarına saygısızlık etmek istemediğim için etrafa baktım, bakmaz olaydım. Meydan da oturan bütün kırolar,bütün apaçiler ve apaçi olmayan bütün zihniyeti bozuk, cahil insan tayfası bayana bakıyordu.

Bayanın tek bacağı diğerinden kısaydı. Fark edilebilen bir yürüyüş zorluğu vardı ve sonra dikkatle bakınca bizde dönen belin onda dönmediği ve beldeki eklemin asıl sıkıntı olduğu belliydi. Zorlanıyordu, açık ama değneğe güveneceğine kendine güvenip başı çok dik yürüyordu. Helal olsun! Ve bizim mal teyzeler ve ablalar ve mal apaçiler ve mal orospu çocukları sigarasını duvara dayanıp içen amcalar, bayana bakıyordu.

Bu dik dik bakmayı ne zaman keseceğiz acaba? Onları da bizden farksız görüp, engelli olmanın normal olmakla aynı olduğunu ne zaman anlayacağız acaba? Küçükken, annem asla ve asla engellilere, sandalyede olanlara, yani bizden farklı olduğunu düşündüğümüz kişilere dik dik bakmamamı ya da onlarla alayvari konuşmamı öğretmişti. Normali zaten bu değil mi? Ama herkes annem mi? Değil. Eğitim şart dedikleri bu mu acaba?

Söylemişimdir belki, zamanında annem malum ailevi nedenlerden dolayı felç geçirmişti. Lokal felç denmesine rağmen, felç ilerlemiş ve bedeninin bir tarafına tamamen zarar vermişti. Sonrasında, evden çıkmamış, sadece hastaneye git-gel'e maruz kalmıştı. O dönemde, en sevdiğim akrabalarım olan, baba tarafım, am görmüş abaza gibi anneme manevi açıdan yüklenmiş daha da köstek olmuşlardı. Şükür ki annem sonrasında, zorlu tedavilerle iyileşmişti. Derken, aile içi şiddette sınır tanımayan babam yüzünden 2.felç gelmiş, bu sefer tedavisi daha ağır bir döneme girmiştik. O dönemde anneciğime iyi gelen güneş, annemi daha da kötü ediyordu. Güneşlensin diye parka gitmemiz, türlü bakışları ve bitmek bilmeyen soruları ortaya çıkarmıştı. Anneme öyle bir bakış atıyorlardı ki, küçücük ben'im üzerinde bıraktıkları etkiyi hala hissederim. Of. İçim acıdı. Şükür ki annem dipdinç. Ne diyeyim, Rabbim herkesin gönlüne göre versin, ettiklerini bulsun herkes. Töbebismillah.

Velhasıl kelam o dönemden sonra, daha bir dikkat eder oldum. Destek çıkabiliyor muyum, onu da Allah bilsin. Düşününce;

Selülitim varmış. Sikerim.
Basenlerim daha dar olsaymış. Sikerim.
36 beden giyseymişim falan. Hı anan zaa :x 38*40 arası olmak da iyidir.
İşte saçım uzasa, işte dişlerim inci gibi olsa, yüzüm bebek olsa. Hı fı zı.
Bi siktir git Üsturupsuz, yürümek bile nimet. Bokunu çıkarma.
Taam,kesiyorum.

8 yorum:

  1. Engel beyinlerde, bedenlerde değil.

    YanıtlaSil
  2. @Elif Ayvaz,
    Özellikle örümcük beyinlerde,cyber ninjalarda.

    YanıtlaSil
  3. Nerden girdik nerden çıktık ben bile şaşırdım ya :D

    Bi de o tarz insanları eğitemezsin ya. Onlar eğitime kapalı insanlar.. Bu yaştan sonra olmaz daha doğrusu.. Bu tarz durumlarda eğitim aileden başlıyo

    YanıtlaSil
  4. "çok şükür" demeyi bilmek gerekli.

    YanıtlaSil
  5. Bazı anlarda benim de kendimden hoşlanmadığım zamanlar olmuştu. Dün gece küçücük bir kızın tekerlekli bir sandalyede hayata gülümsediğini görünce utandım kendimden.

    YanıtlaSil
  6. O bakanlarında bi art niyeti olduğunu sanmıyorum mallıktan dolayı o şekil ifade ediyorlar acıdıklarını.

    YanıtlaSil
  7. @BİS,
    Aileden başlıyor da aileler de fena bilinçsiz ki, engellilere hastalıklı gözüyle bakan adiler bile var.Fak

    @Lokes,
    Kesinlikle, dün Hıdırrellez dileklerim de bolca "şükür" yazdım ben.Şımardım sanmasın diye Yukarıdaki.

    YanıtlaSil
  8. @Kahve Çekirdeği,
    Hani mavi kapak olayı var ya,hala topluyorum,nicesine hediye ettiğimiz sandalyeyi görünce kendime kızıyorum,küfrediyorum.Göbeğe taktım diye...

    @Bambi,
    Aslında acımak bile art niyet gibi,üzülmek ayrı acımak ayrı,koca götlüler kendilerine acısınlar.Amaaan belki de haklısın of ne bileyim,çok sinirleniyorum çok.

    YanıtlaSil

Vay Edepsiz!Ne Söyleyeceksen Söyle Hadi!