1 Nisan 2012 Pazar

Keşke İnsanlığa Özendiren Teşvik Paketleri Olsa

Kendimden utandım geçenlerde.
İşten çıkıp kendimi en yakın kocaman MMM'li bir markete attım. Allah ne verdiyse, aldım da aldım. Aburundan cuburuna, etinden sütüne, ne bulduysam aldım da aldım. Ciddi anlamda kollarım koparcasına poşetledim. Mutluydum. Bütün işin stresini sanırım alışverişle atanlardanım ben ya da klasik hatun muhabbetine alışveriş yapmayı seviyorum. Ama bir dakka o alışveriş muhabbeti kılık kıyafete dairdi sanırım, ama ben bildiğiniz gurme edasıyla, küçük evin büyük aşçısı modunda Dr.Oetker'in çıkardığı bütün kek aromalarını ve dahasını aldım da aldım.

Elim kolum dolu, tın tın evin yolunu dönerken, eve dönüş köşesinde, ellerinde birkaç tencere, tencereler poşetlerin içinde insanlar gördüm. Birkaçı apartman boşluklarına girmişti, birkaç çocuk da orda burda taşların üzerine oturmuştu. Önce anlamadım, bu kadar insanın neden orda beklediğini anlamadım da sonra elimdeki poşetlere bakan minik çocuğu görünce daaaaank etti. Bu kadar insan, aşevi aracını bekliyordu.

Bilmem inanır mısınız ama o an elimdeki bütün poşetleri atmak, sıçtığımın dünyasına bir kez daha sıçmak istedim. O poşetlerin içine girip küçücük olmak istedim. Sanki orosbuluk yapmış gibi hissettim. Hani o meşhur Sezercik'li film var ya, hani binicemmm üstüne, vurucam kırbacı vurucam kırbacı diyen şişko çocuk var ya, işte o gibi hissettim kendimi. Öyle siktiri boktan hissettim. O kadar insan orda sırada beklerken, ben sadece stresi atmak için abidik gubudik bir ton sktiri boktan şeye para verdim. He biliyorum, bu yazıyı yazdıktan sonra, yine bir ton şeye para vereceğim ama nasıl bir dünya amk! Sktiriboktan hayatın siktiriboktan düzenine sıçayım.

Allah kitap gezenlerin bu durumlardan haberdar olup da haberdar olmaması nasıl bir perhiz nasıl bir lahana turşusudur?

Derken, o boktan haberleri okudum. Ankara'da köpekleri canlı canlı yakan orosbu çocuklarına dair haberleri okudum. Okumaz olaydım. Keşke gözlerim görmeyeydi de okumayaydım. Ama yok her birisinin evine ateş düşsün de diğer aleme kalmadan bu alem de yaşadıkları her güne lanet etsinler. Onun bunun çocukları, sperm artıkları, götler. Gidin de ananızın amını yakın inşallah. Neymiş efendim Eryaman'da bir İranlı köpek saldırısına uğramış, yok köpek çetesinin saldırısına uğramış da ölmüş. İyi Allah rahmet eylesin, taaam ben de fena oldum o haberle ama bunun sorumlusu biz aklı selim insanlar değil miyiz? Hani Yaradan bizleri en akıllı, en kutsal ve en yüce varlık olarak yaratmış ya, hani biz insanlık için, kardeşlik için, eşitlik için kıçımızı başımızı yırtmışız ya, hani biz yaradılanı Yaradan'dan dolayı sevdik ya eee bu nasıl bir çelişki, nasıl bir ironi kardeşim? Yaradılandan kasıt sadece insan mı? Diğer canlıların biz kadar yaşama şansı yok mu? Mesela evdeki bir parça kuru ekmeği süte katıp versek olmaz mı? Olmaz. Günah. Hem zaten geçim sıkıntısı da çekiyoruz di mi? 3 kuruşa çalışıp sosyal hayatten biiiihaberiz di mi? Siktirin. Eğer şu an bu yazıyı okuyorsanız ve şimdiye dek bir hayvana bir lokma ekmek bile vermediyseniz, siktirin. İnternete girebilecek kadar olanağınız varsa, bir lokma ekmek için de gücünüz var demektir. Bana laga luga yapmayın. Hayvanları neden sevdiğimi biliyorum, bana insan sevmek için varsa bir neden sunun. Yok, işte. Sevmiyorum. İnsanlıktan biiiihaber, tanımadıklarına çamur atan insan azmanı kişilere ne tahammülüm ne de saygım kaldı. Çok gerekli(!) birisi saygının özel insanlara ait olduğunu söyledi bana, ben zaten özel biriyim, sizi özel sayıp saygı duymam ise benim hatam. Affedersiniz. Gerçekten pişman oldum.

Bu aralar fazla atarlı olduğumu düşünenler var, doğrudur. Ama hani dolarken taşar ya, öyle oldum. Doldum,taşıyorum. Üstüme gelmeyin dedikçe üstüme gelmekten zevk alan, kendini bu şekilde tatmin eden, kendini emen gömen insancıklar var, kabul. Taam. Buyrun, geliniz üzerime. Hele hele beni tanımadan, bana tek bir selam etmeden kafa sikenlerden yoruldum. Geyik yapmaktan yoruldum, her sike geyik çevirenlerden de yoruldum. Sanal alemde sanal olanlardan da. Hani klavye delikanlısı muhabbeti var ya, ahanda ondan. Sağ gösterip soldan. N'oluyoooz lan! Buyrunuz, yerim yurdum belli. Meydana gelin, alayım, bir çay ikram edip derdinizi alayım. Nedir bu kadar kaşıntı yapan? Bana mı kastınız var? Doğrudur, benim de çok zaman göt olduğum anlar vardır, insanız neticede ama kasmayınız. Ama bir dinleyelim birbirimizi falan. Hani ondan sonra bulaşalım, bulaşmayacaksak da edeplice selametle diyip yol alalım. Ne dersiniz? Bunları yazmak bile bana dar' geldi, dar'landım.
Pof.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vay Edepsiz!Ne Söyleyeceksen Söyle Hadi!