17 Ocak 2014 Cuma

Gittim, gezdim, yedim, içtim, sıçtım, sevdiğime geri geldim.


Yuh amk!

Ne kadar zaman oldu yazmayalı. Her seferinde ayrı bir bahaneyle taslak oluşturdum, sonra taslakları da sildim. Sonra kapatmaya meyillendim blogumu. Sonra la emek verdin, sevgi verdin, sevdin, herkes seni sevdi, sevmeyen de sövdü dedim. Bıraktım. Ara ara, gizli gizli baktım; yazanları okudum, yazmaya meyillendim, yazmadım.

Nerelerdeydin lan? /  Çok oldu özlettin kendini! / Neredesin Üsturupsuzuuuum! / 
Seni özledik kardeş! / Ses et meraklandım! 

diyen dahası ben taaa uzaklardayken, beni unutmayan, cidden unutmayan;

Doğum günümüüüü kutlayan herkese çok teşekkür ederim, çok sağolun! Her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim!

Nerelerdeydim?

İş güç koşturmaca ağzıma dolandı, gitmiyor  ama cidden pek yoğunum. Ülkeyi kurtaramıyorum belki ama fenalarda çok yoğundum, gerçi hala yoğunum ama daha sakinledim, rahatladım. Aklıma ilk gelen burası olmadığından mütevellit, kendime kalmak istedim az biraz. 

Sokakların gürültüsünden, beynimin gürültüsünden kurtulmak için belki de kendimle kalayım dedim. 

Yurt dışına gittim birazcık, bir dönem. Birkaç aycık. Yurda dönmeyi 48581656 gözle bekledim, çok şükür döndüm; dönmemle beraber yurt dışına kaçmayı,  iş hayatının verdiği siktiri boktan darlığı ve dahasını arkamda bırakmayı istedim, olmadı.

Çok yoruldum be dostlar!

Cidden pek yoruldum, bir hengame içinde burdan şuraya ordan oraya ordan olmadı bir daha buraya savrulmaktan çok yoruldum.

Ailemi özledim belki de, belki nedir amk felaket özledim!

Ayrıca, özelden düğün ne oldu hacı diye soran hemcinslerime de sorayım, düğün henüz olmadı, bir süre daha ben bu kadar çok çalışırsam olmayacak diye düşünüyorum.

Of yazma yetimi kaybetmişim.

Cümleleri ellerim yazıyor ama saçmalıyorum gibi. Bilmiyorum. 

Bu arada ne oldu?

Sigarayı bıraktım, gerçi bu aralar fena içesim var amk, diyet yaptım en ağırından! Gerçi bugün özlediğim, deli gibi özlediğim Arby's 'e saldırdım! Curly Fries'ın dibine vurdum tek başıma sessizce Taksim'in göbeğinde.

Diyetin sebebi de yurt dışının anlamsız yemekleri.Kebabın ağzını öpeyim, ağzıma löp löp löööööööööp atayım! Bol soğanıyla mis mis mis!

Başka ne yaptım?

Saçlarımı uzattım, en seksi afişlerdeki hatunlar kadar götüme kadar.

Başka ne yaptım?

Az sevişip çok kitap okudum. Okumak için çok kitap okudum, kitapları üst üste yığdım; üstüne gittim her gün yenilerini aldım. Saygılarımla.

Başka başka başka...

Ojelerimin sayısını, gömleklerimin modellerini farklılaştırdım.

Anlayacağınız sıradanı daha sıradan kılmaya çalıştım. Yurt dışında kendimi Victoria's cennetine soktum, evime bir ton krem stokladım. Bok gibi para bulunca kozmetiğe girişmeye karar verdim. Kadın milletinin cebindeki son kuruşa kadar kozmetiğe tutkun olduğunu her gün ayrı ayrı anladım. Gerçi erkek milleti de az değil, metroseksüelitenin bokunu çıkaranları da tanıdım, bildim.

Doğum günü demiştim, yaşı dayadım 30'a! Her gün bu sendromla uyanmaya başladım.

Mesela bugün Şişli'den dönerken bir bebekle bakıştık, bebek bakarken bana ne düşünüyordu?( ya da düşünüyor muydu? bilemiyorum) ama ben o an içimdeki anne duygusunu birkez daha rafa kaldırdım, sessizce evladım olmayacak kavramına alışmaya çalıştırdım kendimi.

Bunalıma girdim çıktım anlık.

Derken derken...

Olan bu kadar. 

Gittim, gezdim, yedim, içtim, sıçtım, sevdiğime geri geldim.

Okuyan okumayan herkese selamlar.
Dilerim yeni yıl bana yazma yetimi geri verir!

4 yorum:

  1. Ay cok sevindim bu yaziyi görünce. Umarim daha bol bol yazarsin bu yil. Severek okuyorum. Cok güzel bir yazi olmus. Welcome back diyorum o zaman :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oy! Mersi çok çok çok mersi, cidden moral oldu.

      Sil
  2. ya ama o zaman madem geldin bu haftaki "sade ve derin deep tone" yazıma bi baksan ya amaaa.
    :)

    YanıtlaSil

Vay Edepsiz!Ne Söyleyeceksen Söyle Hadi!